Bahar Bademi
Şarkı söylüyordu,rüzgarlar
Yalçın kayaların arasında.
Kurt sessizliğinde tempo tutuyordu,
Şamanlar yalın ayaklarıyla..
Bir gelin indi ovaya,
kuş seslerinin arasında.
Bir giyindi, büründü beyazlara..
Binlerce arı dans ederken başında..
O ellerini açtı,
kendini doğuran semaya..
Gözlerin olmadan bana bakıyor,
Dilin olmadan beni çağırabiliyorsan,
Bana da gelmek düşer sana,
Baharımın aşkı, çiçeklim,
Badem ağacım..
BU TADDA ÇOK GÜZEL OLDU
Bir zamanlar çocuktuk,
Yorgun düşen bedenlerimize sığıcanak liman aramakta
Şimdilerde gözlerimiz.
Zamanın görüntülü kayıtlarında dizili kaldı, anı niyetine yaşadıklarımız.
Kim nerede, hangi aşkın tılsımına esir etmekte bedenini,
Ve hangi hüsranla ödemekte bedelini.
Adres defterimizdeki kayıtlar kaldı bir tek elimizde,
Adrestekiler yerinde mi,
Adresler doğru olsa bile.
Kutlalamar, yapılıyor bir yerlerde balonlu çiçekli,
Şimdi Kartal olduk, kart bedenlerimizi al al bezeyerek.
8 Aralık, öyle bir tarih at araya girsin hayatına,
Zıt manasını düşün bildiklerinin.
Görüntülü kayıtlar, sözcüğünü tam olarak kullanmak zorundamıyız?
Birim zamanda, zamanı resmederken beynimize.
Oysaki kendi görüntümüz bile sığmaz, tıkıştırsak belleğimize.
Girdik abi çevrim içi bir sohbete,
Umursamadan, kendimiz nerde sohbetimiz kiminle.
Aylık buluşmalarımız olurdu, bir yerlerde,
Bize mi endeksli yoksa, mecbur mu kalırdık bir yerde.
|